| | | | | | Rêber APO Sosyal Devrimi, Sevebilmek ve Yüce Yaşama Ulaşabilmek İçin Yapıyoruz Uygarlık tarihi boyunca sınıflı toplumun gelişmesi, sosyalleşme ve ulusallaşma, kölelikten günümüzün çeşitli toplumsal biçimlenişlerine kadar çeşitli aşiret ve halk topluluklarının her birinde değişik biçimlerde gerçekleşirken, bazen barışçıl, bazen savaşla, bazen kültürel ve ekonomik yöntemlerle, bazen siyasal yöntemlerle bazılarının çok olumlu gelişmesine, bazılarının yok edilmesine, bazılarının da orta düzeyde gelişmesine yol açarken, iç ve dış nedenlerle Kürdistan'da toplumsal ve ulusal gelişmenin çok güdük kalması sonucunu doğurmaktadır.... Yaşamak Ölmekten Daha Zordur Ve Ben Zor Olanı Tercih Ettim Türkiye'ye getirildiğimde kardeşlikten bahsedildi, uygun bulduğumuzu söyledik. Şimdi nasıl olacağı karanlıktır. Devlet belki beni yaşatmak istiyor; ama devlet beni kendisine göre yaşatmak istiyor diyemem. Devlet o şeyleri belki de laf olsun diye söyledi. Ama bizim de irademiz var, kendi özgür irademiz ve bilincimizle yaşıyoruz. Özgürlük için bir gün bile yaşamak önemlidir. O zaman yaşamak ölmekten daha zordu ve zor olan tercih edilmiştir. Ölüm bir anlık bir şeydir ve çabuk biter. Zor olan gerektiği için yaşama gerekliliğine karar verdim. Duygu ... PKK Bir Newroz Partisidir Kutsal direniş, diriliş savaşımımız, 25. Newroz’unu da büyük bir başarıyla karşılama gücünü göstermiştir. Büyük tarihi düşüşü belki de Medler’in yıkılışıyla başlatırsak -ki bu bir Mezopotamya uygarlığıydı- 2500 yıllık gibi bir düşüşün ardından; belki de onun tam karşılığı olan, yani her bir yılı bir yüzyılı bulan bu 25. yıl gerçekten bir diriliş oluyor ve oldukça da kurtuluşa yakındır. Nerden geldiğimizi, nasıl bir duruma sokulduğumuzu anlayabilir ve nasıl olmamız gerektiğine dair düşünebilir ve neler yapabileceğimizi kararlaştırabilirsek görec... 15 ŞUBAT KOPLOSU 21. YÜZYILIN EN BÜYÜK KOPLOSUDUR Batı uygarlığının bana karşı geliştirdiği ikiyüzlülüğü, hem Moskova, hem Atina ve hem de Roma kaynaklı olarak ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Türkiye aydınlarına, 'insani talepleri anlayın, gerçeği halkınız için ortaya çıkarın' diyorum. Bunları devlet, politikacılar, Kürtler, herkes anlamak zorundadır. 15 Şubat komplosu 21. yüzyılın komplosudur. Ben kendimi doğru katmaya çalışıyorum. 15 Şubat komplosunu bugünler de derinliğine yeni boyutları ile açacağım. Neden sakin davrandım? Şiddet olgusunu ortadan kaldırdım. Bunlar çok ciddi şeylerdir. Devl... Aşk Özgürlüğü Arayıştır Devrimimiz, insanın özüne saygılı, insanın doğal gerçeğine bağlı olma ve ondan alıkoyan bütün etmenlere karşı olma devrimidir. Askeri ve siyasi çözüm yolu; çok ağır olan toplumsal, ekonomik sorunun çözümü içindir. Bizde doğal yaşamın yolu bütünüyle kesilmiştir. O halde devrimimiz doğal gelişme yolunun açılması devrimidir, çözümüdür. Yoksa devrim, bir öç alma, kan dökme olayı haline gelir ki ne bizim bunu bu biçimiyle sürdürmemiz mümkündür ne de kan dökmeler bu biçimiyle sonuç verebilir. Devrim hızla yozlaşıp biter. Düşmanın dayattığı kör şiddet... MEŞRU SAVUNMA BU NEWROZ FAŞİZME TARİHİ CEVAPTIR AKP-MHP’ye verilecek her oy ‘Kürt katliamını onaylıyorum, Kürtleri vur ve öldür’ demektir. Kürtlerin AKP-MHP’ye verdiği her oy Kürt halkına sıkılan bir mermi olacaktır. Bunu böyle bilmek gerekir. PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Stêrk TV’de yayınlanan özel bir programda Rosida Mardin’in sorularını cevapladı. Karayılan, 2019 Newrozu, Türk devletinin mevcut durumu, Kürdistan Savunma Güçleri’nin gerçekleştirdiği Komuta Konseyi toplantısı, Şengal’deki provokasyondan Baxoz’da ilan edilen zafere kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu. ... Eylemcilerin Bizi Çağıran Sesini Duymalı, Kulak Vermeliyiz PKK Yürütme Komitesi üyesi ve Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, Stêrk TV’deki Özel Programa konuk oldu. Rosida Mardin’in sorularını cevaplayan Karayılan 15 Şubat 1999 devletlerarası komplosu ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı büyük bir kararlılıkla sürdürülen direnişe ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. "Artık söze yer kalmadı, bıçak kemiğe dayandı, vicdan hareketi başlamalı" diyen Karayılan sürecin olağanüstü olduğunu, herkesin elini taşın altına koyarak sürecin kendisine yüklediği sorumluluğ... 41. Yılda Yeni Dönem Gerillası PKK Yürütme Komitesi Üyesi ve Kürdistan Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, uluslararası komplonun Önderlik, Hareket ve halk mücadelesiyle boşa çıkarıldığını, ancak tümden parçalanmadığını belirterek, “Uluslararası komplo ancak Önder Apo özgürleşirse tümden yenilmiş olur” dedi. Gerillanın Yeniden Yapılanma Projesi kapsamında köklü bir yenilenmeyi yaşayarak önemli taktik çıkışları yapmayı hedeflediğini kaydeden Karayılan, olanaklar dahilinde çağın teknolojisinden de yararlanılacağını kaydetti. PKK Yürütme Komitesi Üye... TARİHİ 15 AĞUSTOS ATILIMI ve YARATTIĞI SONUÇLAR Büyük Zindan Direnişinin 12 Eylül faşist askeri rejimine karşı direnme kararı verdiğini ve herkesi direnişe çağırdığını duyurdu. Bu temelde iki yıl boyunca devam eden hazırlık çalışmaları da ülkeye dönüşü hazır kılmıştı. Ülkeye dönüş Kürdistan’ın orta kesimine; PKK’nin daha önce girmemiş olduğu alanlara dönük oluyordu. Böylece yeni bir süreç başlıyordu. Genel siyasi-askeri durum uygundu. 12 Eylül darbesinden sonra 19 Eylül 1980’de İran - Irak savaşı başlamıştı. İki yıl boyunca sürmüş, savaşta herhangi bir sonuç çıkmamıştı. Dolayısıyla iki devle... KOMPLODA ROL ALAN GÜÇLER BUGÜN KÜRT SORUNUNU ÇÖZMELİ Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen 15 Şubat devletlerarası komplonun 18. yılını değerlendiren PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan: “uluslararası devletler Türkiye’nin Kürt düşmanlığına, şovenizmine, ırkçılığına seyirci kalmalılar” dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen 15 Şubat devletlerarası komplonun 18. yılı vesilesiyle Sterk Tv’de Mem Şirvan’ın hazırlayıp ve sun... |
|
| 
Newroz, karanlığa ışık tutan ateş Kara kışlara inat güneşe uzanan bir kardelen, Özgür yaşama duruş, Doğanın yeniden canlanması, Ve yeniden ama yeniden Kürtlerin tarih sahnesine durduğu, Bende varım dediği diriliş günü... Mazlumların, Rewşenlerin, Ronahilerin elele verdiği, Özgürlük ateşini Kawa'dan teslim aldığı gün bugün. Kürtlerin destansı öyküsü Demirci Kawa efsanesiyle büyüdük ve büyütüldük. Hatırlıyorum, daha dün gibi. Düşman izin vermezdi, Newroz kutlamalarına. Ve her Newroz bir serhıldan olurdu Kürdistan'da. Her Newroz direniş günü olurdu bu topraklarda. Dün olduğu gibi bugünde hala böyle devam etmekte. Küçüktüm, henüz çok küçüktüm. Hayal meyal hatırlıyorum. Mahallenin çocukları olarak zula yapardık tüm araba lastiklerini. Tabi ben kız çocuğu olduğum için her zaman gerisinde takip ederdim, ahaliyi... Bilirsiniz işte. Kızdık, kız çocuğuyduk. O yüzden örf ve adetlerin biz kız çocuklarına biçtiği misyonla katılmakla yükümlüydük. Öyle büyütülmüştük. Ve öylede büyütülmüşlerdi , bizden öncekiler. Kız çocuğu olarak bu geleneğe itaat etmekle sorumlu ve zorunluyduk. Bu böyle gelmiş böyle gitmeliydi ömrü billah. Ne hikmetse... Ama hiç bir zaman bunu kabullenmek istemedim. Çocuk aklımın erdiği kadar da olsa... Sen kız çocuğusun bunu böyle, şunu şöyle yapmalısın nasihatları bitmek tükenmek bilmedi hiç bir zaman. Biteceğe de benzemiyordu. Öfkeleniyordum, ama çok öfkeleniyordum. Aksini yapmak için elimden geleni yapmaya çalışıyordum. İşte böylesi bir Newroz günüydü. Yine kız çocukları gece dışarı çıkmamalı, otur oturduğun yerde nasihatlerinin başımı ağrıttığı bir anda, alıp başımı çıktım gecenin bir yarısı sokaklara... Sokaklar alev alev yanıyordu. Havada isyan kokusu, havada direniş kokusuydu genzime dolan. Newroz'du. Ve bugünde isyan, direniş, umut vardı. İsyan depreştikçe depreşiyordu içimde bir yerlerde. Bir taraftan Kürt halkına yapılan zulme, bir taraftan da adını bile koyamadığım kız çocuklarına biçilen misyona öfkeli dolanıp duruyordum sokaklarda. Tepkiliydim, öfkeliydim ama nedenini bilmeden. Öfkeyle hop oturuyor, hop kalkıyordum. Bir şeyler yapmak istiyorum, ama ne yapacağımı da bilmiyordum. Yine de içimi rahatlatan, beni ben yapan bir gün olduğunu anımsıyorum Newroz'un. Bugün hala aynı duyguyu yıllar geçtikten sonra yetişkin biri olarak aynı heyecan ve coşkuyla yaşıyorum. Artık bir yetişkin olarak ve en önemlisi de bir devrimci olarak daha yoğunluklu yaşıyorum bugünü. Adın da ateş, adında direniş var Newroz'un. Her türden haksızlığa isyan. Her türden tahakkümcü anlayışa isyan var bugünde... Sonunda güçte olsa kendimi boş bir arazide çaldığımız araba lastiklerinin içinde buldum bir anda. Sevinçten delirircesine mutlu olduğum ateşin aydınlığında bulmuştum kendimi. Mutluydum ama çok mutlu. Coşkumun, sevincimin sebebini biliyordum. Ancak öfkemin, isyanımın sebebi neydi tam olarak isimlendiremiyordum. Çocuktum, çocuk aklımla akıl erdiremiyordum. Adını koyamadığım çelişkilerimin ön sancısıydı o vakit yaşadığım. Tanımını koyamadığım düşüncelerimin henüz kıyıya vurmadığı bir yaştaydım belkide. Ancak hem Newroz ateşini düşmana inat yaktığımız için, hem de sen kızsın erkek çocuklarla gece dışarı çıkıp gezemezsin söylemlerini boşa çıkarmanın mutluluğuydu ruhumu saran. Garipti çok garip. Sorguluyordum çocuk aklımla bir çok şeyi. Erkekler neden her istediğini yapabiliyordu, peki ben neden yapamıyordum. Benim onlardan eksik olan yanım neydi? Aramızdaki fark neydi? Yada var mıydı? Yada kanıksatılmak mı istenmişti? Büyüdüm ve elbette şimdilerde gereğinden fazla anlam veriyorum. Veriyorum ki ,özgürlük dağlarında bir özgürlük savaşçısı gerillayım. O günden bugüne neler gördük, neler okuduk, neler yaşadık. Çocukken zordu bu çelişkiler... Aklımız ermiyordu. Toplumun tüm hücrelerine nüfus eden erkek akıl, iktidarcı zihniyet vurdukça vurmak istiyordu önce kadını, sonra toplumun tüm kesimlerini. Ancak büyüdük, büyüdükçe anlam verdik. Çelişkilerimiz arayışlarımıza kapı araladı. Arayışlarımız geliştikçe sorguladık, sorguladıkça yanıtları aramanın gerekliliğini daha bir yakıcı hissettik. İşte bende milyonlarca çocuk ve en önemlisi de kız çocuğu olarak yaşadığım bu çelişkilerin dehlizlerinde aradım kendi aidiyet kimliğimi... Bazen ulusal kimliğimi, bazen kadınlık kimliğimi, bazen de insanlık kimliğimi. Ama en çok acıtan ve de en çok yüreğime dokunanıydı çocukluk yıllarımı dolu dolu yaşayamamak. Kendi toprağımda, kendi memleketimde, kendi ana dilimle... Ağır ve zalimce olan... Onlarca sayısız kahraman bu topraklarda yaşadılar, bu sancılı ve zorlu demleri... Onlarcası bu çelişkilerle büyüdü ve sonra yürüdüler dağlara, özgürlük saflarına... Kürt halkına yapılan bu zulmü, bu sömürüyü, bu tahakkümü kabul etmediler. Newroz ateşinde kutsadılar bedenlerini. Özgür yaşama olan tutkularıyla kucakladılar Newroz ateşini, ve tüm ateşleri... Kürt çocuklarının bu özlemlerine kapıları sonuna dek aralamak için... Tarihten bugüne Newroz ateşini sürekli diri tutabilmek için sayısız yiğit Kürt çocukları özgürlük mücadelesine adadılar kendilerini. Hepside mertçe, yüreklice, cesaretlice yüreğini ortaya koydular. Bu yürekle sahip çıktılar özgürlük ateşine... Mazlumların ateşini gürleştirdikçe gürleştirdiler. Özgür kimliği yaşatmak uğruna mücadeleye gönül verdiler. Zekiyeler, Rahşanlar, Ronahiler, Berivanlar kendi bedenlerini ateş topu yapıp düşmanın yüreğine korkuyu saldılar. Tarihte bilindiği üzere Kürtlerin diriliş destanı Demirci Kawa efsanesidir. Demirci Kawa efsanesi köleciliğe, zulme karşı direnişçiliğin sembolüdür. Demirci Kawa'nın isyanı, zalim hükümdara karşı isyan savaşıdır, başkaldırıdır. Dolayısıyla dün olduğu gibi bu günde zalimlere, egemenlere, iktidar odaklı güçlere isyan vardır Newroz'da. Her 21 Mart'ta ateşler yakılarak karşı konulur bu zulme. Kürt halkı tarihte olduğu gibi bugünde Demirci Kawa’nın çekiciyle paramparça ettiği tahakkümcü zihniyeti, düşünceyi hiç bir zamanda kabul etmedi. Etmeyecektir de. Geçmişte nasıl boyun eğmediyse bugünde boyun eğmeyecek kadar onurlu ve direngen bir halk olmaya yeminlidir her zaman. Bu coğrafyanın çocukları olarak, ateşle kutsandık. Uçsuz bucaksız dağlarda sevdik, sevildik. Yaşadık, yaşattık. Dağların sert, soğuk, erişilmez doruklarında ateşle ısındık. Ateşle yıkandık. Dağ yaşamını, dağları kendimizden bir parça bildik. İşte o nedenle bugün Kürt özgürlük savaşçıları olarak dağlara bir kez daha sığındık. Dağları Kürtlerin en kadim dostu bildik. Kürt halkı olarak binlerce yıl dağlarda özgür yaşadık. Bundandır, bugün yine dağları mesken eyledik.Özgürlüğümüze vurulan bu tahakkümcü zihniyetin zincirlerini bir kez daha kırmak için. Bir kez daha ezmek için. Bu dağlara sığınmış, bu dağları kadim dost olarak görmüş bir hareket olarak, PKK hareketi de yeniden doğuşun, dirilişin semboldür aynı biçimde. Mazlum Doğan, Amed zindanlarında Dehaklara karşı isyan ateşini yükselterek Demirci Kawadan teslim aldı bu ateşi. Ve sonra Zekiyeler, Semalar nice yiğit kahramanlar bu ateşi ölümsüzleştirdiler. Kürdistan’da bir gelenektir ateş. Zerdüşten, Kawa'dan, Mazlumlardan kalan bir gelenek. Direş geleneği olan. Kürt halkı ateşin tarihiyle var oldu bu topraklarda. Ateşle kutsandı. Ateşle sınandı. Dolayısıyla Newroz, özgür yaşam iradesini kırmak isteyenlere bilenmiş bir yürek, sınanmış bir ateştir. Newroz şehitlere bağlılık, onların izinde yol almaktır. Çelik kadar güçlü yüreğe sahip bir hareketin savaşçıları olarak Newroz ateşini, dört parça Kürdistan başta olmak üzere dünyanın her yerinde yükseltiyoruz. Bu direniş geleneğini yaşatıyoruz. Kanımızın son damlasına kadar da ateşin kutsallığıyla direnecek kadar güçlü ve onurlu bir hareketiz biz. Newroz, özgür kimlik arayışına süreklilik katan eylemdir Kürt halkı ve Kürdistanlılar için. Bu yüzden Önderliğimizin de ifade ettiği gibi "ey yaşam ya seni özgür yaşayacağız, yada hiç yaşanmamış sayacağız." Yaşayacaksak özgür yaşayacak ve bu ilkenin gereğince gerekirse bir kez değil, onlarca kez bedenimizi ateş topu yapacağız. Biliyoruz ki, özgür yaşamın tek ilkesi onurlu yaşamaktır. Bu ilkenin gereği olarak, her zamankinden daha fazla bu ilkeye göre yaşamak gerektiği açıktır. Onlarca şehit kahraman yoldaşlarımızın direnişleri bize bunu öğretti ve de yaşattı. Bedenini hiç ama hiç tereddüt etmeden ateşe veren yiğitler özgürlük değerlerine sahip çıkmak için ölüme alay edercesine yürüdüler. Kürt özgürlük mücadelesi şehitleri anlamlı yaşamın vazgeçilmez ilkesi olan özgürlük için kuşandılar ateşten gömleklerini. Bize düşen hakikatsa bu ilkenin vazgeçilmezliğini her an anımsamak ve anımsatabilmektir her dem. Arya Andok |
|
|
| | ANALİZ - GÜNCEL DEĞERLENDİRME 4 Nisan Kürdistan Ve Kürdistan Toplumunda Büyük Doğuşun İfadesidir Çağlar boyunca insanlık tarihinde tanıklık edilen bir çok devrimsel çıkış olmuştur. Ve damgasını insanlık mücadelesinde, zulme ve zalimliğe karşı duruşuyla bilinmektedirler. Direniş geleneğini İnana, İştar ve Mezopotamya tanrıçalarından devralan Zerdüşt, Maniden, ta ki Budalardan, İbrahimlerin Nemrutlara karşı çıkışından tutalım, İsaların, Firavununun, insanlara karşı yağdırdığı talan ve insanlı... Newrozlaşan Bir Halkın Direniş Öyküsü Ateş, Newroz bir efsanenin, bir halkın yeniden yaratılmasıdır. Belki de en yalın sözlük anlamı budur. Çünkü bu efsane ile Kürt çocukları ve kuşakları tarihin satırlarının arsından dağ başlarına teker taşımış, zalimler ve kahramanlar yeniden vücut bulmuştur. Newroz' un "uzak" tarihinden bahsetmemek olmaz... Kral Cemşit'in devrilmesi ile yerine geçen Dehaq kısa zamanda etrafına dehşet salar. Bir ha... EDEP YOLUN IŞIĞIDIR Cezaevinden yazan ve üzerinde durduğum hususlarla yakından ilgilenen bir arkadaş mektubunda mürşit-mürit ilişkisi üzerinde duruyor, bu ilişkide önemli olan şeyin edep halkasını yakalamak olduğunu belirtiyordu. Mürşitle ilişkide adabı gözetmek demek, yüksek bir anlama gücü temelinde Mürşidi izlemek demektir. Mürşidi taklit eden, kendini Onun yerine koymuş sayılır ve bunun edeple ilgisi yoktur. Bu a... 40. YILA GÖRKEMLİ GİRİŞ Özgürlük öncümüz PKK’nin resmi kuruluşunun 40. yılına giriyoruz. Kürt özgürlüğünün 40. yılına adım atıyoruz. 40. tarihi Kasım’ını yaşıyoruz. Öncelikle daha şimdiden PKK’nin 39. resmi kuruluş yıl dönümünü başta Önder Apo olmak üzere tüm yoldaşlara halkımıza ve insanlığa kutlu olmasını, başarı ve zafer getirmesini diliyoruz. Önder Apo’nun “benim gizli ruhum gibiydi” dediği Haki Karer yoldaş şahsın... KDP Şengal Saldırısı İle Neyi Hedefliyor Son süreçte KDP’nin Ankara ziyareti ve ardından Şengal’e saldırması ile birlikte KDP, Kürt halkına yönelik ihanet savaşının startını verdi. KDP’nin Şengal saldırısında da ortaya çıktı ki; KDP başta Güney Kürdistan halkının nezdinde ve dört parça Kürdistan’da ihanetçi olarak damgalandı ve teşhir oldu. Ve tüm... ORHAN YILMAZKAYA’NIN ÖZLEMLERİNİN TAKİPÇİSİ OLMAK Orhan Yılmazkaya-Hamdi yoldaşımız 27 Nisan 2009 günü: “Teslim olmayan bir özel devrimci kuşağına layık olmaya çalışacağım. Devrimci karargâh savaşçısıyım. Yaşasın devrim ve sosyalizm. Yaşasın halkların kardeşliği. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının mücadele birliği. Biz düşeceğiz fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecek“ sözlerini haykırmıştı. Devamında ise: “Biz düşeceğiz fakat bizden sonra bu k... AVRUPA OPORTUNİZMİ DİZ ÇÖKÜYOR Avrupa derken akla her zaman ilk gelen insan haklarına, düşünce özgürlüğüne, demokrasiye yaklaşım gelmiştir. Bunun içindir ki birçok çevre çağdaşlığı biraz da Avrupa ile özdeş ele almıştır. Ne var ki, eski Avrupa’da bu aralar eser yoktur. Tam tersine düşünce özgürlüğü, insan hakları, demokrasiye yaklaşımıyla bilinen bir Avrupa, bugünlerde dünyanın dikta rejimleriyle flörtleşiyor. Tehditlere boyun... NEWROZLAŞAN HALKLA TARİH KAZANILDI 2014 yılının mart ayına Türkiye’de yaşanan önemli gelişmeler temelinde giriyoruz. AKP ve Cemaat’in iktidar çatışmasının gittikçe bir sistem krizine dönüştüğü, Türkiye’nin yeni seçenekler ve sınavla karşı karşıya bulunduğu bu süreç önemli gelişmelere gebe olacak gibi görünüyor. Bu hem krizin niteliği bakımından böyle, hem de etkilediği dinamikler ve gelişmeler bakımından böyle oldu. Zaten uluslarar... Her Türlü Haksızlığa Direniştir, Newroz Newroz, karanlığa ışık tutan ateş Kara kışlara inat güneşe uzanan bir kardelen, Özgür yaşama duruş, Doğanın yeniden canlanması, Ve yeniden ama yeniden Kürtlerin tarih sahnesine durduğu, Bende varım dediği diriliş günü... Mazlumların, Rewşenlerin, Ronahilerin elele verdiği, Özgürlük ateşini Kawa'dan teslim aldığı gün bugün. Kürtlerin destansı öyküsü Demirci Kawa efsanesiyle büyüdük ve... | | GERİLLA ANILARI Yaşamda Kazanmayan, Savaşta da Kazanamaz Önderlik Güneybatı Kürdistan’da büyük ve anlamlı bir çalışma yürütmüştü. Önderliğin bu anlamlı çalışması halk üzerinde ciddi bir etki yaratmıştı. Halkın Önderliğe olan bağlılığı ve Önderliği sahiplenme duygusu bizleri de etkilemişti. Ben de bu etki ile büyümüş, daha küçük yaşta halka bağlılık duygusuyla yetiştirilmiştim. Bu etkilenme sonucu Önderlik üzerine çok okudum, anlatılanları dinledim. Anl... ÖNDERLİĞE VE BÜTÜN ARKADAŞLARA SELAMLARIMIZI ULAŞTIRIN “Acıya, gözyaşı dökmeye zamanımız olamaz.” Partimizin 5. Kongre süreciyle beraber, ülkede yeniden bir hareketlilik süreci başlamıştı. Eyalette yaşanan kayıplar ve kongreden eyalete gelen arkadaşlarla, fırtına birliklerinin oluşturulması gündemleşmişti. Biz de, Hamza arkadaşın sorumluluğunda, Habizbına bölgesinin Dilveria alanındaydık. Dilveria alanı; Hasankeyf, Gercüş Savur üçgenini kapsayan ... YOLDAŞ ACISI SEVDA KOKAR “Onun kalbi, benim de şuurum durmuştu sanki” ’1994 yazını yaşıyor ömürlerimiz... Aylardan Haziran. Hakkari’de Karnesa alanındayız. Bu alanda dört mevsimi bir günde yaşar insan. Bir yandan yaz mevsiminin kavurucu sıcaklığıyla terden sırılsıklam bedenlerimiz... Diğer yandan üst üste birikmiş, yıllanmış karlarla örtülü toprak... Hemen yanında tüm bunların ortak emeğiyle yaratılmış gibi duran rengare... CENNETİN ÖZGÜRLÜK BAHÇESİYDİ ONLAR İKİ GÜZELLİK Evet sonbaharda bile yaprakları dökülmeyen iki çiçekti onlar. Kışları kar’ın altında ölmediler. Yazların kavurucu sıcağında hiç… Bütün zorluklara inat hep canlı kalmayı bildiler. Güzellikler, zorlukları tanımaz. Onlarda güzellikleriyle her zaman zorlukları yendiler. Sorxwin ve Nucan yoldaşlar hep İlkbaharın ve Sonbaharın çiçekleriydiler. Onlar yaşam ve doğanın birer ikizi gibi hep bütünlük sağlayı... BİR AYRILIK RÜZGÂRI... Üç yıl sonra. Yıl 96. İçinde olduğum tabur Avaşin'den Ertuş'a doğru geceleyin yol aldı. Bahar takvimlerde bitmiş, yaşamda ise hala hüküm sürüyordu. Bir su çıktı önümüze, kabaran, yatağından taşan, gürültülü bir su. Karanlığın içinde el ele tutuşup gruplar halinde geçtik suyu, dizin üzerine kadar ısl... DAİMİ BİR BAHARDIR GERİLLA 2011 Yılının 10 Nisan sabahıydı. Bu sabah keşifçi bendim. Dorşin’nin Kelasor vadisi sisten görünmüyordu. Sabah saat 8’e kadar etrafı keşfetmiştim. Yakın çevrelerin dışında hiçbir şey göremeyince kendimi noktaya arkadaşların yanına bıraktım. Nokta küçük bir vadinin içinden akan bir dereciğin kenarında idi. Renas, Fırat, Er... GERİLLA TADINDA BAHAR Sabah olmuş, akşam yapılan uyarılara güneş doğuncaya kadar harfiyen uyulmuştu. Bütün günümüz manga yerleri yapmakla geçmişti. 10 Mart 1997 senesiydi. Günler günleri kovalıyordu ve bizi en çok yağmurun yağışı veya ondan daha kötüsü adeta bazen yaşamı felç eden dolu yağışı zorluyordu. Newroz bayramı gelip çatmıştı. G... YÜREK DOSTU’MA Bir hayalim var Kimseye anlatamadığım Kırılmasından korktuğum Bir hayalim var Hayalimde büyük bir umut, Kocaman bir sevgi var. Başkan’ım, Hayalimle her yerde seni arıyorum, dağların yüceliğinden bakışlarını istiyorum. Rüzgârlardan sesini istiyorum! Çiçeklerin canlılığında, kuşların kanadından her yerde, her şeyde seni arıyorum. Ve yüreğimd... ÖZGÜRLÜK AŞKIYLA HAKİKATE YOL ALAN İNSANA Üç metrelik bir yaşam alanında mahkûm edilen bir Güneş… Bir Güneş sistemi bir odada nasıl mahkûm kılınabilir ki? Bu güneşin yüceliğinin hala farkında değil karanlıkların içinde kendilerini kaybedenler. Bu Güneş ki bütün ışınlarını dünyanın bütün özgürlük kokan yüreklerine ulaştırır. Ve ulaşt... BİR VARMIŞ HEP VARMIŞ Şafağın kızıllığını yeni kurulmuş kıl çadırlar arasına bıraktığı bir vakitti. Sılav koşar adım çadırdan çıkmıştı. Son günlerde geceden selamını yüklenmiş çoban yıldızının şafağın rengârenk kuşağının arasından kaybolup gidişine ulaşmaya çalışıyordu. Çocuk bedeninde büyüyen yüreği içine sığmıyor, yaşıtlarıyla oynadığı oy... | |
| | | | |